Çıkmıyor hayalimden sahilleri kumları
Trabzonuma ulaşıp tekrar göresim geldi
Balıkçılar dizilmiş işgal etmiş somları
Rıhtımın ta uçuna varıp eresim geldi

Karadenizde tektir, namı dilden diledir
Onda yaşamak hayat, uzak kalmak çiledir
Senin adını duyan sana selam iletir
Aklıma vurdun bu gün selam veresim geldi

Trabzonda büyüyenler, Trabzonu bilir beller
Bakmaya doyum olmaz yemyeşil bizim eller
Bir hoş olurdum gündüz estikçe serin yeller
Hasret yaktı gönlümü, onu yeresim geldi

Uzungöl, Çaykaradan, Derneğe ulaşarak
Taşhan, Of, Sürmeneyi gezerek dolaşarak
Araklı, Arsin, Yomra, Trabzonda buluşarak
Akçaabat’ta yüzüm yere süresim geldi

Çarşıbaşından sonra Vakfıkebir’e geçip
Beşikdüzünde inip sıcak bir çorba içip
Şalpazarına varıp Tonya yolunu seçip
Düzköy’den Maçka için yola giresim geldi

Mikdatî.! , oralarda anıların çok senin
Aslını unutursan bir değerin yok senin
Biliriz Avrupaya iki gözün tok senin
Özlemin defterini artık düresim geldi

Can Dostum

Merhaba, can dostum
Hayrola demeden, sen bana
Bir selam vermek, istedim sana.
Nicedir sesini duymadım senin
İnan ki, hallerim perişan benim
Dürüst dostum, mert dostum
Can dostum, canım dostum

Hani, bir gün yazmayınca selamı,
Dar geliyor, sanıyorduk alemi.
Ne oldu ki, kimler kırdı kalemi?
Ne ararsın, ne sorarsın sen dostum
Bu haline, ağlıyorum ben dostum
Dürüst dostum, mert dostum
Can dostum, canım dostum

Bilirsin ki, ben habersiz kalamam.
Uzaktasın, kalkıp hemen gelemem.
Bir halmi var,sen demezsen bilemem
Beni böyle dar bırakma, sen dostum
Hele ara, hele birsor, can dostum
Dürüst dostum, mert dostum
Can dostum, canım dostum

Yaylaya’mı gittin, ıssız’mı yerin?
Hatlar’mı kesildi? gelmiyor sesin.
Anlaşılan sende, bir hal var kesin
Yürek, dostum, gönül dostum
Hele ara, hele birsor, can dostum
Dürüst dostum, mert dostum
Can dostum, canım dostum

Özledim deyince, hemen arardın.
Hastayım deyince, halim sorardın.
Uzakta olsanda, beni görürdün.
Ne oldu’da görmez oldun? sen dostum.
Hasretini çekiyorum ben dostum.
Dürüst dostum, mert dostum
Can dostum, canım dostum.
30.07.06

Uzakta olsam da, hep yanımdasın,
Senin yerin bende, başka Trabzon.
Alyuvarlar gibi, hep kanımdasın,
Senin yerin kanım, kanım Trabzon.

Vatanımın her köşesi, kutsaldır ama,
Doyamadım, doyamam asla ben sana,
Baba yurdum, canım kurban Vatana,
Senin yerin canım, canım Trabzon.

Adım adım gezmek, yetmedi bana,
Hasretin dağ olmuş, sığmaz dünyama,
Her izin döneminde kavuşsam da sana,
Senin yerin yanım, yanım Trabzon.

Daha ben doğmadan, başka diyara,
Dedelerim göçetmiş, içimde yara,
Tanımak istedim, hep sora sora,
Senin yerin başım, başım Trabzon.

Dokuzyüz yetmişte, tanıdım seni,
Her şeyinle inan, mest ettin beni,
Yoksulluk diyorlar, göçün nedeni,
Senin yerin aşım, aşım Trabzon.

Her güzellik sende, bulunmaz diyar,
Seninle dolu olan, olur bahtiyar,
Leyla ile Mecnun'un aşkına uyar,
Senin yerin aşkım, aşkım Trabzon.

Sahil şeridinden, karlı tepeye,
Her güzellik bize, bolca hediye,
Övünsün seninle, bütün Türkiye,
Senin yerin kalbim, kalbim Trabzon.

Beş tepeden aşağı, denize bakar,
En ucra köşesinde, başka bir vakar,
Aşkın benliğimi, yakar da yakar,
Senin yerin bende, başka Trabzon.

Geçmişten rastlanır, her türlü ize,
Çok âlimler yetiştirdi, türkiyemize,
Çam kokulu suları, dolar denize,
Senin yerin bende, başka Trabzon.

Beşikdüzü'nden, ta Of'a kadar,
Dağlarında binlerce, şehidim yatar,
Tüm Dünya'ya çayı, fındığı satar,
Senin yerin bende, başka Trabzon.

Dünya'yı gezsen, trabzonlu bulursun,
Yakınını görmüş gibi, mutlu olursun,
Her sevene sevdiği, baş tacı olsun,
Senin yerin tacım, tacım Trabzon.

Doğuda Yomra, Akcaabat'tır batısı,
Çaykara Maçka, güneydeki halısı,
Şalpazarı, Vakfıkebir ve Tonyalısı,
Senin yerin bende, başka Trabzon.

Dernekpazarı, Sürmene Köprübaşı,
Tadı damağımdadır, Bezirgân aşı,
Ataköy, Hayrat, Araklı Çarşıbaşı,
Senin yerin bende, başka Trabzon.

Yükseklerde, Sultan Murat yaylası,
Düzköyde bulunur, arazinin hası,
Ünlüdür Arsin' de, silâh fabrikası,
Senin yerin bende, başka Trabzon.
28.12.01