***"Dostunu ölçülü sev günün birinde düşmanın olabilir.Düşmanına da ölçülü husumet et günün birinde dostun olabilir."***

Gerçek Dost Mekanı...!!!

Çılgın Türkler

Hikaye Masal

UŞAKTEMİZLİK SANAYİ (Çamaşır ve Halı Yıkama Merkezi)


Halı Kilim
Yorgan 
Battaniye
Koltuk
Perde
Ev İşyeri
Temizliği
                Hizmetlerimiz :
 *Otel  yurt çamaşırları ve kıyafet yıkama
 *Halı ve kilim yıkama
 *Yerinde halı yıkama
 *Yorgan battaniye ve çekyat örtüleri
 *Perde ve Tül perdeler
 *Sert Zemin yıkma ve Cila
 *Ev ve işyeri temizlikleri 
 *Cam temizliği
 *Resmi ve Özel kurumlara Temizlik
    Not: Ücretsiz evlere servisimiz vardır.
                            İletişim Adresimiz :
         Uşak Temizlik Sanayi 
         Kemalöz mah. Şeref Cad. No:56/A
        Tel     : 0 (276) 224 54 64
        Tel     : 0 (276) 212 82 86 
         GSM : 0  532  477 38 30 
         Web  : www.usaktemizlik.com
         Web  : www.usak-temizlik.tr.gg
                                         Ferhat SAĞLAM
          Detaylı Bilgi için BURAYA Tıkla
                                                 64200 / UŞAK

STRES YÖNETİMİ
Profesör öğrencilerine stres yönetimi konusunda ders veriyordu.
Su dolu bir bardağı kaldırıp dinleyicilere sordu, "Sizce bu su dolu bardağın ağırlığı ne kadardır?"
Cevaplar 20 gram ile 500 gram arasında oldu.
Bunun üzerine profesör şöyle dedi: "Gerçek ağırlık fark etmez. Bardağı elinizde ne kadar süreyle tuttuğunuza göre değişir. Eğer bir dakikalığına tutarsam, problem yok. Bir saatliğine tutarsam, sağ kolumda bir ağrı oluşacaktır.Bir gün boyunca tutarsam, ambulans çağırmak zorunda kalırsınız. Ağırlığı aynıdır ama ne kadar uzun tutarsanız o kadar ağır gelir size."
"Eğer sıkıntılarımızı her zaman taşırsak, er ya da geç taşıyamaz duruma geliriz, yükler gittikçe artarak daha ağır gelmeye başlar. Yapmanız gereken bardağı yere bırakıp bir süre dinlenmek ve daha sonra tekrar tutup kaldırmaktır."
Yükümüzü arada bırakmalı tekrar tazelenip dinlendikten sonra yolumuza devam etmeliyiz. İşten eve döndüğünüzde, iş sıkıntınızı dışarıda bırakın. Evinize taşımayın. Yarın tekrar alıp taşıyabilirsiniz.
Dinlenin ve rahatlayın...
 Düşünelim, öğrenelim ve paylaşalım...
 Bu anlamlı bir yolculuktur.
İÇLERİNE SAKLAYALIM
İnsanoğlu mutluluğu hep hor kullanıyormuş... Hep  şikayetçi hep bıkkınmış...
Bir gün melekler, mutluluğu saklamaya karar vermişler.
''Saklayalım, zor bulsunlar. Zor buldukları için belki kıymetini bilirler''
diyerek başlamışlar tartışmaya. Sorun büyükmüş. Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü. Kimisi "Everest'in tepesine saklayalım", kimisi
"AtlasOkyanusu'nun dibine" demiş. Tac Mahal'in kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan sofrası, bir hastanenin yeni doğan odası, dondurma külahı, sigara paketi, lale  bahçesi... Pek çok yer düşünmüşler ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş..
Derken  meleklerden biri "İÇLERİNE SAKLAYALIM" demiş. "Kimsenin aklına gelmez içine bakmak"
İşte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içinde saklıymış...
Hiçbir mutluluk kolay gelmiyor. Kolay kolay gülmüyor insanın yüzü... Emekte ve insanın içinde saklı mutluluk. Ne başkasının ekmeğinde, ne başkasının evinde, ne de başka bir şeyde......
Bu yüzden gözünüz hep içeride olsun.
Siz dışını boş verin, içine bakın...
MÜKEMMEL KALP
Genç bir adam kendi kalbinin yörenin en güzel kalbi olduğunu ilan etmişti. Onu görenler de bunu onaylamıştı. Birden kalabalığı tam ortadan yaran yaşlı bir adam genç adama doğru yürüdü ve :
"Senin kalbin benim ki kadar güzel değil "dedi.
İşte tam o anda kalabalık ve genç adam yaşlı adamın kalbine doğru baktılar. Çok hızlı çarpıyordu, fakat içinde çok fazla yara ve zaten çok az kalan boşluklarda çentikler vardı, onların da üzeri keskin çentiklerle dolu idi. Yaşlı adamın yaşlı kalbinin çok acı çektiği belli oluyordu
İnsanlar şaşırmıştı, yaşlı adam nasıl bu kalbin en güzel kalp olduğunu söyleyebilirdi.
Genç adam gülerek "şaka ediyor olmalısın" dedi yaşlı adama, "benim kalbim pürüzsüz mükemmellikte iken seninki gözyaşları ve acılardan oluşmuş yara izleri ile dolu"
"Doğru" diye yanıt verdi yaşlı adam
"Senin kalbin mükemmel gözüküyor fakat ben asla yaşlı kalbimi senle değişmem. O gördüğün her yara benim sevgimi verdiğim bir kişiyi gösteriyor. Onlara kalbimin bir parçasını seve seve verdim, onlar da kendilerinden bir parçayı bana verdiler. Bu yüzden bu parçalar benim verdiğim parçalara bazen tam uymadılar ve üstünde ya da köşelerinde pürüzler oldu. Fakat ben onların her parçasını tek tek seviyorum, çünkü onların her biri paylaşılan sevgileri, dostlukları bana hatırlatıyor. Bazen de sevgimin ve dostluklarımın karşılığını alamadım. O kalbimin içindeki yara dolu boşluklar da bu yüzden, ucu kıvrık bıçak gibi ve oldukça da acı verir. Fakat hala boşturlar ve başka kalplerin de bana sevgi ve dostluklarını verebileceklerini, böylece de bu boşlukları doldurabileceklerini gösterir ve benim hala o umutla yaşamamı sağlar.
Şimdi söyle genç adam, sence hangi kalp daha güzel ?"
Genç adamın gözleri sevgi gözyaşlarıyla dolmuştu. Yaşlı adama doğru yürüdü ve kalbinden genç ve güzel bir parçayı dostça ona doğru verdi. Yaşlı adamın kalbinde hala birçok boşluk vardı. Yaşlı adam genç adamın cömertçe verdiği kalbi dostlarının olduğu bölüme yerleştirdi, üzerine çentikler attı ve yerine bir güzel oturturdu. Genç adam kendi kalbine doğru baktı, artık eskisi kadar mükemmel ve pürüzsüz değildi. Tâki yaşlı adam ona kendi kalbinden eski fakat güzel bir parça verene kadar.
Sonunda genç adam ve oradaki kalabalık gerçek kalbin güzelliğini anlamıştı.
Kalbi güzelleştiren onunla paylaşılan sevgi ve dostluktu. İçinde sevgi barındırmayan ve taşımayan hiç bir kalp gerçekten güzel olamazdı.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol